uluer
versa

OĞUZ ÖZDEM YAZDI - KOLTUK

Nevşehir 28.06.2025 - 09:18, Güncelleme: 28.06.2025 - 09:18
 

OĞUZ ÖZDEM YAZDI - KOLTUK

Yani koltuk hırsı başka bir şeydir. Onu korumak elde etmekten daha zordur. Ona yapıştığınız anada siz farkında olmadan içinizden başka bir kişi çıkar ve zamanla kendinizin bile hayret edeceği bir yaratık oluverir.

Dünyanın en sihirli kelimelerinden birisidir koltuk. Tarih boyunca uğruna ne mücadeleler ne savaşlar verilmiştir. Onun için neredeyse yapılamayacak şey yok gibidir. Mabadı ona değmeyen onun kıymetini de kudretini de sihrini de bilemez. Dışardan “ne koltuk sevdalısıymış arkadaş!” diyenler hayatında koltuğa oturmamış olanlardır. Bir defalık, bir günlük hatta bir saatlik, daha da hatta bir anlık, oturup kalkılsa bile tüm vücudu saran o sıcak ateşin verdiği haz ömür boyu unutulmaz da yeniden elde etmek için ruhun dahil her şeyi atarsın ortaya. Taht, iktidar, siyasi ya da ekonomik güç, erk… Ne derseniz deyin hepsinin arkasında o büyülü sembol vardır. Onu elde etmek için ne fırıldaklar çevrildiğini tarihen hepimiz biliyoruz. Ayrıca gücü elde etmek için her şeyin mubah olduğu her millette tescillidir. Dünyanın ilk 11 de saydığı diktatörlerden mesela Mao, Stalin, Pol-Pot, Hideko Tojo, Musollini hatta Napolyon gibileri iktidar koltuklarını ellerinde tutabilmek için acımasızlığın kitabını yazmışlardır. Ki bunlardan Japon Generali Hideko Tojo 5 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olmuştur. Yani koltuk hırsı başka bir şeydir. Onu korumak elde etmekten daha zordur. Ona yapıştığınız anada siz farkında olmadan içinizden başka bir kişi çıkar ve zamanla kendinizin bile hayret edeceği bir yaratık oluverir. Bunu anlatmak zordur. Yaşamak gerekir ama bu da herkese nasip olacak bir şey değil elbette bu nedenle de yazmak ya da film olarak ortaya koymak daha doğrusudur. Fakat orada da sorun şu ki işaret ettiğiniz kişi ya da kişiler hakkınızda iyi şeyler düşünmeyecektir. Bunu bilen sinema sektörü çareyi filmin başında “filmde geçen olaylar, kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür” diye yazarak sorumluluktan kurtulmak isterler ama mesaj yine de yerine ulaşır. Roman ya da hikayelerde ise konu benzer bir şekilde hayali bir şahsa yüklenir ki sıkıntı çıkmasın. Bu alanda birkaç güzel örnek verecek olursak Aziz Nesin’in ve Benjamin Parzybok’un aynı adlı “Koltuk” kitaplarını önerebilirim. Her ne kadar Aziz nesin farklı bir açıdan bakmışsa da Benjamin Parzybok koltuğun sihrini çok net anlatmıştır. Fakat benim bu alandaki favorim Kemal Sunal’ın “koltuk belası” filmidir. Her ne kadar finalinde tek kurtuluş yolunun koltuğu yakmak fikri olduğu ifade edilse de insanın içindeki koltuk sevdasının çözümü topraktır. Bu koltuk meselesi nerden çıktı demezsiniz umarım. Son zamanlarda yaşı devlet memurluğundan zorla atılma yaşını bile çoktan geçmiş insanların hala unutamadığı koltuğu elde edebilmek için hangi değerleri yok ettiğinden hareketle ortaya çıkmış bir yazıdır.
Yani koltuk hırsı başka bir şeydir. Onu korumak elde etmekten daha zordur. Ona yapıştığınız anada siz farkında olmadan içinizden başka bir kişi çıkar ve zamanla kendinizin bile hayret edeceği bir yaratık oluverir.
Dünyanın en sihirli kelimelerinden birisidir koltuk.

Tarih boyunca uğruna ne mücadeleler ne savaşlar verilmiştir. Onun için neredeyse yapılamayacak şey yok gibidir.

Mabadı ona değmeyen onun kıymetini de kudretini de sihrini de bilemez. Dışardan “ne koltuk sevdalısıymış arkadaş!” diyenler hayatında koltuğa oturmamış olanlardır.

Bir defalık, bir günlük hatta bir saatlik, daha da hatta bir anlık, oturup kalkılsa bile tüm vücudu saran o sıcak ateşin verdiği haz ömür boyu unutulmaz da yeniden elde etmek için ruhun dahil her şeyi atarsın ortaya.

Taht, iktidar, siyasi ya da ekonomik güç, erk… Ne derseniz deyin hepsinin arkasında o büyülü sembol vardır. Onu elde etmek için ne fırıldaklar çevrildiğini tarihen hepimiz biliyoruz. Ayrıca gücü elde etmek için her şeyin mubah olduğu her millette tescillidir.

Dünyanın ilk 11 de saydığı diktatörlerden mesela Mao, Stalin, Pol-Pot, Hideko Tojo, Musollini hatta Napolyon gibileri iktidar koltuklarını ellerinde tutabilmek için acımasızlığın kitabını yazmışlardır. Ki bunlardan Japon Generali Hideko Tojo 5 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olmuştur.

Yani koltuk hırsı başka bir şeydir. Onu korumak elde etmekten daha zordur. Ona yapıştığınız anada siz farkında olmadan içinizden başka bir kişi çıkar ve zamanla kendinizin bile hayret edeceği bir yaratık oluverir.

Bunu anlatmak zordur. Yaşamak gerekir ama bu da herkese nasip olacak bir şey değil elbette bu nedenle de yazmak ya da film olarak ortaya koymak daha doğrusudur.

Fakat orada da sorun şu ki işaret ettiğiniz kişi ya da kişiler hakkınızda iyi şeyler düşünmeyecektir.

Bunu bilen sinema sektörü çareyi filmin başında “filmde geçen olaylar, kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür” diye yazarak sorumluluktan kurtulmak isterler ama mesaj yine de yerine ulaşır.

Roman ya da hikayelerde ise konu benzer bir şekilde hayali bir şahsa yüklenir ki sıkıntı çıkmasın.

Bu alanda birkaç güzel örnek verecek olursak Aziz Nesin’in ve Benjamin Parzybok’un aynı adlı “Koltuk” kitaplarını önerebilirim. Her ne kadar Aziz nesin farklı bir açıdan bakmışsa da Benjamin Parzybok koltuğun sihrini çok net anlatmıştır.

Fakat benim bu alandaki favorim Kemal Sunal’ın “koltuk belası” filmidir.

Her ne kadar finalinde tek kurtuluş yolunun koltuğu yakmak fikri olduğu ifade edilse de insanın içindeki koltuk sevdasının çözümü topraktır.

Bu koltuk meselesi nerden çıktı demezsiniz umarım. Son zamanlarda yaşı devlet memurluğundan zorla atılma yaşını bile çoktan geçmiş insanların hala unutamadığı koltuğu elde edebilmek için hangi değerleri yok ettiğinden hareketle ortaya çıkmış bir yazıdır.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (1 )

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve nehabernevsehir.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
tuncaysecilmis50@hotmail.com
(29.06.2025 20:57 - #247)
Tebrik ederim Oğuzcuğum. Harika bir yazı
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve nehabernevsehir.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.