MADO

Şaşkın Peribacaları

Yaşam 20.11.2022 - 11:18, Güncelleme: 20.11.2022 - 14:21
 

Şaşkın Peribacaları

Ne oldu da böyle birbirimize güvenmez olduk? Ne oldu da başkasının malını kendimize hak gördük? Parası olan kameralarla bile koruyor avarlarını.

Ben küçükken babamızın şoförlüğünden kazandığı paranın yanında, kalabalık aile olmamız nedeniyle, ufak çaplı hayvancılık yapar, bağ-bahçe, tarlamızdan çıkanlarla da geçinirdik. Ömrümün son on, onbeş yılı öncesine kadar bağlarımızın, bahçelerimizin, tarlalarımızın etrafında dikenli teller ya da duvar gibi bariyerler hiç görmedim. Ne oldu da böyle birbirimize güvenmez olduk? Ne oldu da başkasının malını kendimize hak gördük? Parası olan kameralarla bile koruyor avarlarını. Adam 4 yıllık evimin kirasını ödemeden kaçmış gitmiş, sokakta pişkin pişkin yüzüme bakabiliyor. Paramla satın aldığım, yüzyıllarca satın aldığım evimin bir parçası olan mülkümden para alma peşinde olan var. Bile bile kendisine ait olmayandan faydalanma. Ben adını koyamadım. Yanlışa yanlış demek ve yanlışa yanlış diyeni sindiremeyip öç almak ve cesaretine layık olamamak. Yüzü kızarmak deyimi bir hiç olmuş da haberimiz olmamış bile. Ayıp kelimesi tarihe karışmış da ruhumuz bile duymamış. Toplum nazarında ahlak kelimesi on yıl öncesiyle bile artık aynı anlamda değil. Fütursuzca teşhircilik beni utandırıyor. Ar, namus, elalem ne der ne oldu bilemedim. Adam oteldeki bahşiş kutusunu beğenip çalabiliyor. Allah sevgisi, Allah adama ne der, Allah korkusu, Adam Allah'tan korkar yav, nerede? Yüz kızartan suçlarla başbaşa kaldığında ellerin titreyecek kardeşim. İç sesin seni vaz geçirecek. Hasbünallahü veni'mel vekil. İçinde bulunduğumuz çıkmaz durumlara peribacaları bile şaşkın şaşkın bakakalıyorlar bilesiniz.
Ne oldu da böyle birbirimize güvenmez olduk? Ne oldu da başkasının malını kendimize hak gördük? Parası olan kameralarla bile koruyor avarlarını.
Ben küçükken babamızın şoförlüğünden kazandığı paranın yanında, kalabalık aile olmamız nedeniyle, ufak çaplı hayvancılık yapar, bağ-bahçe, tarlamızdan çıkanlarla da geçinirdik. Ömrümün son on, onbeş yılı öncesine kadar bağlarımızın, bahçelerimizin, tarlalarımızın etrafında dikenli teller ya da duvar gibi bariyerler hiç görmedim.

Ne oldu da böyle birbirimize güvenmez olduk? Ne oldu da başkasının malını kendimize hak gördük? Parası olan kameralarla bile koruyor avarlarını.

Adam 4 yıllık evimin kirasını ödemeden kaçmış gitmiş, sokakta pişkin pişkin yüzüme bakabiliyor.

Paramla satın aldığım, yüzyıllarca satın aldığım evimin bir parçası olan mülkümden para alma peşinde olan var. Bile bile kendisine ait olmayandan faydalanma. Ben adını koyamadım.

Yanlışa yanlış demek ve yanlışa yanlış diyeni sindiremeyip öç almak ve cesaretine layık olamamak. Yüzü kızarmak deyimi bir hiç olmuş da haberimiz olmamış bile.

Ayıp kelimesi tarihe karışmış da ruhumuz bile duymamış. Toplum nazarında ahlak kelimesi on yıl öncesiyle bile artık aynı anlamda değil.

Fütursuzca teşhircilik beni utandırıyor. Ar, namus, elalem ne der ne oldu bilemedim.

Adam oteldeki bahşiş kutusunu beğenip çalabiliyor.

Allah sevgisi, Allah adama ne der, Allah korkusu, Adam Allah'tan korkar yav, nerede? Yüz kızartan suçlarla başbaşa kaldığında ellerin titreyecek kardeşim. İç sesin seni vaz geçirecek. Hasbünallahü veni'mel vekil.

İçinde bulunduğumuz çıkmaz durumlara peribacaları bile şaşkın şaşkın bakakalıyorlar bilesiniz.

IMG-20221120-WA0001
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.