MADO

BABA

Nevşehir 20.06.2023 - 13:44, Güncelleme: 20.06.2023 - 14:59
 

BABA

Okuduğum ilk kitaplardan biriydi MarioPuzo’nun babası. İlk sayfası bir cenaze alayının köyden çıkışı ile başlıyordu-yanılmıyorsam-. Filmi de muhteşemdi Don Carleone’yi canlandıran MarlonBrando’da filmde adeta devleşmişti. Yıllar sonra Şikago’da filmin çevrildiği sokağı ve binayı gördüğümde de fildeki sahneler canlanmıştı gözümde. Hayal kırıklığı da yaşatmıştı çünkü film ile kitap oldukça farklıydı.

     İlginçtir “baba” kelimesine karşılık ilk aklıma o kitap gelir    “Baba” denince nedense öyle “ana” kelimesinde olduğu gibi yumuşacık bir duygu seli geçmiyor yüreklerden. Sanki baba kelimesi şefkat değil de muhafız içeriyor gibi ya da bana öyle geliyor. Yani babaya muhafız sıfatıyla koruyan, kollayan daha uygun. Tabi baba kavramındaki pek çok içerik zamanla da yok oldu gitti sanki. Hoş, gitmesinden şikayetçi değilim aslında çünkü baba kelimesinin ardına sığınıp nerdeyse evlatlarına işkence eden kişiler vardı hayatımızda. Bizzat yaşadığım şeyler var. Çok yakın bir arkadaşım babasını çok uzaktan gördüğünde saklanacak yer arardı. Yevmiye babadan dayak yiyen arkadaşlarımız vardı. Evladının üzerinde sopa kıranlardan, yediği şamarla kulağı duymayan, burnu kırılan, dişi dökülen arkadaşlarımız bile oldu. Para istemek zaten başlı başına tiyatroydu, yüzde seksen yalanla alınırdı harçlıklar.      Genelleme yapmıyorum tabii. Ama vardı böyle babalar.       Hani “zamane” kelimesiyle birlikte değişti baba-oğul ilişkileri. Şimdilerde babası ile olan “arkadaş” ilişkisi içinde olanlar bunları bilmez tabii. Fakat yaşı ellinin üzerinde olan herkes bilir baba tokadının tadını. Şimdi evladına dayak atan baba haber olur.     Tabi bu davranış tamamen koruyuculuk hamilik duygusundan kaynaklanır ama sınırı bilinmemiştir o başka.       Zaten dikkat edin “ana” kelimesi ile özdeşleşmiş şefkat, sevgi, duygusallık, yumuşaklığa karşı “baba” kelimesi farklı duygular içerir. İskele babası, babaları tutmak, babanın şarap çanağına…, babalara gelmek, babayı almak v.s     Fakat baba da bir başkadır beeee.     Babanın baba olduğu ancak baba ölünce anlaşılır derim her zaman. Bu nedenle babanız vefat etmişse Allah rahmet eylesin, sağ olanlara Allah hayırlı ömür versin, hasta olanlar acil şifalar dilerken boynu bükükleri de hesaba katarak özel günleri fazla abartmamakta yarar var diyorum.     Önce çevrenize bir bakın babası olmayanlar vardır belki.      
Okuduğum ilk kitaplardan biriydi MarioPuzo’nun babası. İlk sayfası bir cenaze alayının köyden çıkışı ile başlıyordu-yanılmıyorsam-. Filmi de muhteşemdi Don Carleone’yi canlandıran MarlonBrando’da filmde adeta devleşmişti. Yıllar sonra Şikago’da filmin çevrildiği sokağı ve binayı gördüğümde de fildeki sahneler canlanmıştı gözümde. Hayal kırıklığı da yaşatmıştı çünkü film ile kitap oldukça farklıydı.

     İlginçtir “baba” kelimesine karşılık ilk aklıma o kitap gelir

   “Baba” denince nedense öyle “ana” kelimesinde olduğu gibi yumuşacık bir duygu seli geçmiyor yüreklerden. Sanki baba kelimesi şefkat değil de muhafız içeriyor gibi ya da bana öyle geliyor.

Yani babaya muhafız sıfatıyla koruyan, kollayan daha uygun. Tabi baba kavramındaki pek çok içerik zamanla da yok oldu gitti sanki. Hoş, gitmesinden şikayetçi değilim aslında çünkü baba kelimesinin ardına sığınıp nerdeyse evlatlarına işkence eden kişiler vardı hayatımızda. Bizzat yaşadığım şeyler var. Çok yakın bir arkadaşım babasını çok uzaktan gördüğünde saklanacak yer arardı. Yevmiye babadan dayak yiyen arkadaşlarımız vardı. Evladının üzerinde sopa kıranlardan, yediği şamarla kulağı duymayan, burnu kırılan, dişi dökülen arkadaşlarımız bile oldu. Para istemek zaten başlı başına tiyatroydu, yüzde seksen yalanla alınırdı harçlıklar.

     Genelleme yapmıyorum tabii. Ama vardı böyle babalar.

      Hani “zamane” kelimesiyle birlikte değişti baba-oğul ilişkileri. Şimdilerde babası ile olan “arkadaş” ilişkisi içinde olanlar bunları bilmez tabii. Fakat yaşı ellinin üzerinde olan herkes bilir baba tokadının tadını. Şimdi evladına dayak atan baba haber olur.

    Tabi bu davranış tamamen koruyuculuk hamilik duygusundan kaynaklanır ama sınırı bilinmemiştir o başka. 

     Zaten dikkat edin “ana” kelimesi ile özdeşleşmiş şefkat, sevgi, duygusallık, yumuşaklığa karşı “baba” kelimesi farklı duygular içerir. İskele babası, babaları tutmak, babanın şarap çanağına…, babalara gelmek, babayı almak v.s

    Fakat baba da bir başkadır beeee.

    Babanın baba olduğu ancak baba ölünce anlaşılır derim her zaman. Bu nedenle babanız vefat etmişse Allah rahmet eylesin, sağ olanlara Allah hayırlı ömür versin, hasta olanlar acil şifalar dilerken boynu bükükleri de hesaba katarak özel günleri fazla abartmamakta yarar var diyorum.

    Önce çevrenize bir bakın babası olmayanlar vardır belki.

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.