3 SORU 3 CEVAP

Soru1: Depremde hayatını kaybedenleri toplu defnetmek câiz midir? Cevap1:Normal zamanda vefat eden bir Müslümanın kefenlenip cenaze namazı kılınarak defnedilmesi İslâm’ın bir hükmüdür. Mazeretler devreye girince, kurallar devre dışı kalır. Zaruretler ortaya çıkınca, kurallardan vazgeçilmesi ve durumun zarurete göre değerlendirilmesi gerekir. Deprem ise birtakım zaruretlerin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla depremde hayatını kaybeden Müslümanları kefenleme imkânı yoksa ceset torbasıyla defnedilebilir. Tek tek cenaze namazı kılma imkânı yoksa topluca cenaze namazı kılınabilir. Hatta gıyabî cenaze namazı kılmak bile câizdir. Soru2: Zekât ve fitrelerin zamanı gelmeden depremzedelere verilmesi câiz midir? Cevap2:İnsan, nisap miktarı mala sahip olup ta üzerinden bir yıl geçtikten sonra malının % 2,5 veya 40/1’ini zekât olarak vermesi farzdır. Ramazan ayında yapılan hayır ve hasenata daha fazla sevap tahakkuk ettiği için genelde Müslümanlar zekât ve sadakalarını bu ayda vermeye özen gösterirler. Ancak Ramazan ayı gelmeden önce de zekât, fitre ve sadakalar depremzedelere verilebilir. Hatta depremzede insanlar zor ve muhtaç durumda oldukları için bir an önce onların ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla zekât ve sadakaları onlara vermek daha faziletlidir. Soru3: Depremde hayatını kaybedenler şehit olurlar mı? Cevap3:Şehit, Allah yolunda hayatını kaybeden Müslümana denilir. Şehitlik peygamberlikten sonra gelen yüce bir mertebedir. Bunun için şehitlerin bütün günah ve kusurları Allah tarafından affedilmektedir. Üç çeşit şehit vardır. Bunlar; 1.Şehid-i kâmil, 2.Uhrevî şehid, 3.Dünyevî şehiddir. Şehid-i Kâmil; hem dünya hem de ahiret itibariyle şehid sayılanlara şehid-i kâmil denilir. Bunlar düşman tarafından savaşta öldürülen yahut teröristler tarafından veya hırsızlar tarafından evinde/memleketinde zulmen öldürülenmüslümanlardır. Uhrevî şehid ise, dünya itibariyle şehid sayılmayan ahirette şehid muamelesi görecek olanlara denir. Mesela suda boğulup ölenler, ateşte yanarak ölenler, depremde enkaz altında kalarak ölenler, veba veya korona gibi bulaşıcı hastalıklar sebebiyle ölenler, doğum sırasında veya lohusa iken ölen bayanlar uhrevî şehid sayılırlar. [1] Dünyevî şehid ise, kalplerinde nifak bulunan savaşta ölen kişilerdir. İnsanların kalplerindeki nifakı sadece Allah bildiği için onlara dünyevî olarak şehid muamelesi yapılır ancak hakikati Yüce Allah bildiği için ahirette şehid muamelesi göremezler.   Dinî konularda cevabını aradığınız soruları msoysaldi@gmail.com e-postaya gönderebilirsiniz.   [1]  Bu konuda bk., Buhârî, Ezan, 32, Cihâd, 30; Müslim, İmâre, 164; Tirmizî, Cenâiz, 65, Fedâilu'l-Cihâd, 14; Ahmed b. Hanbel, 1/22, 23, 2/323, 325.