3 Soru 3 Cevap
Nevşehir
08.07.2022 - 09:29, Güncelleme:
08.07.2022 - 09:29
3 Soru 3 Cevap
Kurban ne demektir, mana ve önemini açıklar mısınız?
Soru1: Kurban ne demektir, mana ve önemini açıklar mısınız?
Cevap1: Kurban kelimesi sözlükte, “Yaklaşmak, Allah’a yakın olmaya vesile olan şey” anlamına gelmektedir. Dinî ıstılahta ise kurban, Allah rızasını kazanmak amacı ve ibadet niyetiyle belirli vakitte, belirli nitelikleri taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmek demektir.
Kurban ibadeti, insanlık tarihi kadar eski bir ibadettir. İnsanlık tarihi boyunca hemen hemen bütün ilahî dinlerde kurban kesmek, insanı Allah’a manen yaklaştıran bir ibadet sayılmıştır. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Âdem’in iki oğlunun Allah’a kurban takdim ettikleri şöyle haber verilmektedir:
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَاَ ابْنَىْ ادَمَ بِالْحَقِّ اِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا فَتُقُبِّلَ مِنْ اَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الْاخَرِ
“(Ey Muhammed) Onlara Âdem’in iki oğlu ile ilgili haberi hakkıyla oku. Hani her ikisi de birer kurban sunmuşlardı. Kurban, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti.” (Mâide 5/27)
Bu âyet-i kerîme, Allah’a yaklaşmak maksadıyla kurban kesmenin insanlıkla birlikte başladığına işaret etmektedir. Âdem’in iki oğlu Hâbil ve Kâbil’dir. O zamanın uygulaması gereği Kâbil, bir miktar değersiz ekin/mahsul, Hâbil ise güzel bir koçu kurban olarak Allah’a sunmuştur. Allah, Kâbil’in kurbanını kabul etmemiş, Hâbil’in kurbanını ise kabul etmiştir. Yine bir başka âyette ilahî dinlerin hepsinde kurban ibadetinin varlığına şöyle işaret edilmektedir: “Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık…” (Hac 22/34)
Son ilahî din olan İslâm dininde kurban ibadeti ise Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban olarak adaması ve onun yerine Allah tarafından gönderilen koçu kurban etme olayından gelmektedir.
Dolayısıyla hali vakti yerinde olan her Müslüman kurbanlık bir hayvanı kesmek suretiyle Allah’ın kendisine lütfetmiş olduğu mal ve evlatların şükrünü yerine getirmektedir.
Soru2: Kurban kesmenin dinî hükmü nedir?
Cevap2: Kurban kesmenin dinî hükmü konusunda İslâm âlimleri farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Mesela Hanefî mezhebine göre zaruri ihtiyaçlarını ve borçlarını karşıladıktan sonra 80.18 gr. altın veya o değerde (79.000 TL) parası olan zengin Müslümanın kurban kesmesi vaciptir.
Diğer üç mezhebe göre (Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî) kurban kesmenin hükmü müekket sünnettir.
Hanefî mezhebine göre akıllı, ergenlik çağına erişmiş, mukim olan ve nisap miktarı para ve servete sahip olan her Müslüman kurban kesmekle yükümlüdür. Hz. Peygamber (s.a.v.) her yıl kurbanlık bir hayvan satın almış ve kurban kesmiştir. Bir hadis-i şerifinde “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse bizim mescidimize yaklaşmasın.” (İbn Mâce, “Edâhî”, 2) buyurmuştur.
Soru3: Kesilen kurban eti sünnete uygun olarak nasıl paylaştırılmalıdır?
Cevap3: Hz. Peygamber’in sünnetine göre kurbanlık olarak kesilen hayvanın eti üç kısma ayrılır. Birinci kısım kurban kesmemiş olan fakir ve muhtaçlara dağıtılır. İkinci kısım bayramda pişirilip eş, dost ve akrabaya ikram edilip yedirilir. Üçüncü kısım ise ev halkıyla yemek için saklanır. Kişinin bakmakla yükümlü olduğu aile efradı kalabalık ise ihtiyaçlarının bulunması halinde kurban etinin kimseye dağıtılmadan evde tüketilmesinde de bir sakınca görülmemiştir. Şayet normal zamanda et satın alıp aile efradına yedirmek için mâlî gücü olan Müslüman, kurbanın tamamını fakir ve muhtaçlara bağışlayabilir.
Bu durumu kurbanı kesen her Müslümanın kendisi takdir etmelidir. Kurban sadece Allah rızası için kesildiğinden dolayı, kurbanın etini satıp gelir getirici bir hale dönüştürülmemelidir. Kurbanın derisi, yünü, bağırsakları, kemikleri, iç yağı gibi eti dışında kalan parçalarının da sahibine gelir temin etmek amacıyla para ile satılması câiz değildir.
Bunları kurban sahibi evde kullanabileceği gibi kullanılmak üzere birine hediye de edebilir. Şayet satacak olursa parasını fakirlere tasadduk etmesi gerekir.
Bu vesile ile bütün halkımızın Kurban bayramını tebrik eder, bu bayramın bütün insanlığa barış ve huzura vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ederim.
https://www.youtube.com/watch?v=1wCrt9OcDjo
Dinî konularda cevabını aradığınız soruları msoysaldi@gmail.com e-postaya gönderebilirsiniz.
Prof. Dr. Mehmet SOYSALDI
NEVÜ İlahiyat Fakültesi
Temel İslam Bilimleri Bölüm Başkanı
Kurban ne demektir, mana ve önemini açıklar mısınız?
Soru1: Kurban ne demektir, mana ve önemini açıklar mısınız?
Cevap1: Kurban kelimesi sözlükte, “Yaklaşmak, Allah’a yakın olmaya vesile olan şey” anlamına gelmektedir. Dinî ıstılahta ise kurban, Allah rızasını kazanmak amacı ve ibadet niyetiyle belirli vakitte, belirli nitelikleri taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmek demektir.
Kurban ibadeti, insanlık tarihi kadar eski bir ibadettir. İnsanlık tarihi boyunca hemen hemen bütün ilahî dinlerde kurban kesmek, insanı Allah’a manen yaklaştıran bir ibadet sayılmıştır. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Âdem’in iki oğlunun Allah’a kurban takdim ettikleri şöyle haber verilmektedir:
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَاَ ابْنَىْ ادَمَ بِالْحَقِّ اِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا فَتُقُبِّلَ مِنْ اَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الْاخَرِ
“(Ey Muhammed) Onlara Âdem’in iki oğlu ile ilgili haberi hakkıyla oku. Hani her ikisi de birer kurban sunmuşlardı. Kurban, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti.” (Mâide 5/27)
Bu âyet-i kerîme, Allah’a yaklaşmak maksadıyla kurban kesmenin insanlıkla birlikte başladığına işaret etmektedir. Âdem’in iki oğlu Hâbil ve Kâbil’dir. O zamanın uygulaması gereği Kâbil, bir miktar değersiz ekin/mahsul, Hâbil ise güzel bir koçu kurban olarak Allah’a sunmuştur. Allah, Kâbil’in kurbanını kabul etmemiş, Hâbil’in kurbanını ise kabul etmiştir. Yine bir başka âyette ilahî dinlerin hepsinde kurban ibadetinin varlığına şöyle işaret edilmektedir: “Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık…” (Hac 22/34)
Son ilahî din olan İslâm dininde kurban ibadeti ise Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban olarak adaması ve onun yerine Allah tarafından gönderilen koçu kurban etme olayından gelmektedir. Dolayısıyla hali vakti yerinde olan her Müslüman kurbanlık bir hayvanı kesmek suretiyle Allah’ın kendisine lütfetmiş olduğu mal ve evlatların şükrünü yerine getirmektedir.
Soru2: Kurban kesmenin dinî hükmü nedir?
Cevap2: Kurban kesmenin dinî hükmü konusunda İslâm âlimleri farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Mesela Hanefî mezhebine göre zaruri ihtiyaçlarını ve borçlarını karşıladıktan sonra 80.18 gr. altın veya o değerde (79.000 TL) parası olan zengin Müslümanın kurban kesmesi vaciptir.
Diğer üç mezhebe göre (Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî) kurban kesmenin hükmü müekket sünnettir.
Hanefî mezhebine göre akıllı, ergenlik çağına erişmiş, mukim olan ve nisap miktarı para ve servete sahip olan her Müslüman kurban kesmekle yükümlüdür. Hz. Peygamber (s.a.v.) her yıl kurbanlık bir hayvan satın almış ve kurban kesmiştir. Bir hadis-i şerifinde “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse bizim mescidimize yaklaşmasın.” (İbn Mâce, “Edâhî”, 2) buyurmuştur.
Soru3: Kesilen kurban eti sünnete uygun olarak nasıl paylaştırılmalıdır?
Cevap3: Hz. Peygamber’in sünnetine göre kurbanlık olarak kesilen hayvanın eti üç kısma ayrılır. Birinci kısım kurban kesmemiş olan fakir ve muhtaçlara dağıtılır. İkinci kısım bayramda pişirilip eş, dost ve akrabaya ikram edilip yedirilir. Üçüncü kısım ise ev halkıyla yemek için saklanır. Kişinin bakmakla yükümlü olduğu aile efradı kalabalık ise ihtiyaçlarının bulunması halinde kurban etinin kimseye dağıtılmadan evde tüketilmesinde de bir sakınca görülmemiştir. Şayet normal zamanda et satın alıp aile efradına yedirmek için mâlî gücü olan Müslüman, kurbanın tamamını fakir ve muhtaçlara bağışlayabilir.
Bu durumu kurbanı kesen her Müslümanın kendisi takdir etmelidir. Kurban sadece Allah rızası için kesildiğinden dolayı, kurbanın etini satıp gelir getirici bir hale dönüştürülmemelidir. Kurbanın derisi, yünü, bağırsakları, kemikleri, iç yağı gibi eti dışında kalan parçalarının da sahibine gelir temin etmek amacıyla para ile satılması câiz değildir.
Bunları kurban sahibi evde kullanabileceği gibi kullanılmak üzere birine hediye de edebilir. Şayet satacak olursa parasını fakirlere tasadduk etmesi gerekir.
Bu vesile ile bütün halkımızın Kurban bayramını tebrik eder, bu bayramın bütün insanlığa barış ve huzura vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ederim.
https://www.youtube.com/watch?v=1wCrt9OcDjo
Dinî konularda cevabını aradığınız soruları msoysaldi@gmail.com e-postaya gönderebilirsiniz.
Prof. Dr. Mehmet SOYSALDI NEVÜ İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölüm Başkanı
Cevap1: Kurban kelimesi sözlükte, “Yaklaşmak, Allah’a yakın olmaya vesile olan şey” anlamına gelmektedir. Dinî ıstılahta ise kurban, Allah rızasını kazanmak amacı ve ibadet niyetiyle belirli vakitte, belirli nitelikleri taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmek demektir.
Kurban ibadeti, insanlık tarihi kadar eski bir ibadettir. İnsanlık tarihi boyunca hemen hemen bütün ilahî dinlerde kurban kesmek, insanı Allah’a manen yaklaştıran bir ibadet sayılmıştır. Nitekim Kur’ân-ı Kerîm’de Hz. Âdem’in iki oğlunun Allah’a kurban takdim ettikleri şöyle haber verilmektedir:
وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَاَ ابْنَىْ ادَمَ بِالْحَقِّ اِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا فَتُقُبِّلَ مِنْ اَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الْاخَرِ
“(Ey Muhammed) Onlara Âdem’in iki oğlu ile ilgili haberi hakkıyla oku. Hani her ikisi de birer kurban sunmuşlardı. Kurban, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti.” (Mâide 5/27)
Bu âyet-i kerîme, Allah’a yaklaşmak maksadıyla kurban kesmenin insanlıkla birlikte başladığına işaret etmektedir. Âdem’in iki oğlu Hâbil ve Kâbil’dir. O zamanın uygulaması gereği Kâbil, bir miktar değersiz ekin/mahsul, Hâbil ise güzel bir koçu kurban olarak Allah’a sunmuştur. Allah, Kâbil’in kurbanını kabul etmemiş, Hâbil’in kurbanını ise kabul etmiştir. Yine bir başka âyette ilahî dinlerin hepsinde kurban ibadetinin varlığına şöyle işaret edilmektedir: “Her ümmet için, Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanlar üzerine ismini ansınlar diye kurban kesmeyi meşru kıldık…” (Hac 22/34)
Son ilahî din olan İslâm dininde kurban ibadeti ise Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban olarak adaması ve onun yerine Allah tarafından gönderilen koçu kurban etme olayından gelmektedir. Dolayısıyla hali vakti yerinde olan her Müslüman kurbanlık bir hayvanı kesmek suretiyle Allah’ın kendisine lütfetmiş olduğu mal ve evlatların şükrünü yerine getirmektedir.
Soru2: Kurban kesmenin dinî hükmü nedir?
Cevap2: Kurban kesmenin dinî hükmü konusunda İslâm âlimleri farklı görüşler ortaya koymuşlardır. Mesela Hanefî mezhebine göre zaruri ihtiyaçlarını ve borçlarını karşıladıktan sonra 80.18 gr. altın veya o değerde (79.000 TL) parası olan zengin Müslümanın kurban kesmesi vaciptir.
Diğer üç mezhebe göre (Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelî) kurban kesmenin hükmü müekket sünnettir.
Hanefî mezhebine göre akıllı, ergenlik çağına erişmiş, mukim olan ve nisap miktarı para ve servete sahip olan her Müslüman kurban kesmekle yükümlüdür. Hz. Peygamber (s.a.v.) her yıl kurbanlık bir hayvan satın almış ve kurban kesmiştir. Bir hadis-i şerifinde “Kim imkânı olduğu halde kurban kesmezse bizim mescidimize yaklaşmasın.” (İbn Mâce, “Edâhî”, 2) buyurmuştur.
Soru3: Kesilen kurban eti sünnete uygun olarak nasıl paylaştırılmalıdır?
Cevap3: Hz. Peygamber’in sünnetine göre kurbanlık olarak kesilen hayvanın eti üç kısma ayrılır. Birinci kısım kurban kesmemiş olan fakir ve muhtaçlara dağıtılır. İkinci kısım bayramda pişirilip eş, dost ve akrabaya ikram edilip yedirilir. Üçüncü kısım ise ev halkıyla yemek için saklanır. Kişinin bakmakla yükümlü olduğu aile efradı kalabalık ise ihtiyaçlarının bulunması halinde kurban etinin kimseye dağıtılmadan evde tüketilmesinde de bir sakınca görülmemiştir. Şayet normal zamanda et satın alıp aile efradına yedirmek için mâlî gücü olan Müslüman, kurbanın tamamını fakir ve muhtaçlara bağışlayabilir.
Bu durumu kurbanı kesen her Müslümanın kendisi takdir etmelidir. Kurban sadece Allah rızası için kesildiğinden dolayı, kurbanın etini satıp gelir getirici bir hale dönüştürülmemelidir. Kurbanın derisi, yünü, bağırsakları, kemikleri, iç yağı gibi eti dışında kalan parçalarının da sahibine gelir temin etmek amacıyla para ile satılması câiz değildir.
Bunları kurban sahibi evde kullanabileceği gibi kullanılmak üzere birine hediye de edebilir. Şayet satacak olursa parasını fakirlere tasadduk etmesi gerekir.
Bu vesile ile bütün halkımızın Kurban bayramını tebrik eder, bu bayramın bütün insanlığa barış ve huzura vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ederim.
https://www.youtube.com/watch?v=1wCrt9OcDjo
Dinî konularda cevabını aradığınız soruları msoysaldi@gmail.com e-postaya gönderebilirsiniz.
Prof. Dr. Mehmet SOYSALDI NEVÜ İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölüm Başkanı
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
