Ürgüp Turizm Konsey Toplantısı

Belediye başkanımız sayın Mehmet Aktürk ve Ürgüp'ün turizmcileri bir toplantıda buluştular. Sorular kısmına geçildiğinde çok soru sordum, notlar tutuldu ama birkaçına cevap alabildim. Ürgüp'te iki ayrı yerde iki tane yanlış yol levhası var dedim, birisi bir mahallemizi, diğeri başka bir mahallemizi gösteriyor. Birinde OTELLER BÖLGESİ yazıyor, diğerinde CAVE HOTELS (mağara oteller). Bu levhaların kaldırılması gerekir. Ürgüp otellerinin %5'i bile bu mahallelerde değil. Bu levhalar torpilli mi, düşünmeden mi yazılmıştır? Ürgüp meydanındaki saat kulesi üzerinde 4 saat vardır. Bir tanesi yıllardır bozuk. Duyum odur ki tamiri pahalı. Tamam o zaman halkı yanlış yönlendirmeyelim, bozuk olanı Ürgüp logosuna çevirelim, olsun bitsin. Ürgüp'te sevgililer gününde tesislerde doluluk her zamankinden çok düşüktü. Neden böylesi özel günler öncesinde medyada ve her yerde kampanyalar yapılmaz? Hep birlikte, belediye, turizmci elele çalışıp "sevgililer günü en güzel Ürgüp'te kutlanır" imajı üzerinde çalışılmasın? Özel günler öncesinde reklam ve tanıtım faaliyetleri üzerinde daha çok durulmalıdır. Bir turizmci olarak otelcilerin Ürgüp'te kutsal ezanımızın ses desibelinin uluslararası kabul görmüş 60-80 desibel sınırına çekilmesi ricasını ilettim. 120 desibelsınırında okunan ezanımızın halk üzerinde de psikolojik stress oluşturabileceğinden bahsettim. Halka hizmet hakka hizmettir diyerek bu konuyu müftü beyle birkaç kez konuştuğumu ama duymazdan gelindiğini belirttim. Ezanımızın duyulamama sorunu olmayacağını, 1 km karelik alanda 5 camimizin olduğunu söyledim. Belediyemiz karşısında park içerisinde gizlenmiş olan Turist Information Bürosu'nun en işlek cadde üzerinde olduğu halde yoldan görünmediğini, işlek, görünür bir yerde olsa gelen turist misafirlerimizin daha çok işine yarayacağından bahsettim. Avanos örneğini verdim. Avanos'luların şehrin en görünen yerindeki en güzel konaklarını bu işe ayırdıklarını ve hatta müze gibi bir işlevinin olduğundan bahsettim. Tarihi Hıdırellez Kilisesi ve civarındaki güzel konakların eklenmesiyle Ürgüp girişinde sıradışı güzel bir Enformasyon Bürosuna kavuşabileceğimiz teklifini getirdim. Uzun yıllardır neden Ürgüp'te Turizm İlçe Müdürü olmadığı sorusunu yönelttim. Bu durumda ilçenin turizm politikaları nasıl belirlenebilir? diye sordum. Belediye meclisinde turizmle ilgilenen sadece bir otelci meslektaşımızın olmasının da üzerinde düşünülmesi gereken bir mevzu olduğunu belirttim. Bu durumun belediye ve turizmci esnafının beraberce düzenlediği ve henüz ilki yapılan Turizm Konsey Toplantıları'na daha da önem kazandırdığını vurguladım. Halkımız arasında Kayakapı Tepesi olarak bilinen, yamaçlarında Esbelli, Yunak, Kale ve Kayakapı Mahallelerini barındıran tepenin aynı Ortahisar ve Uçhisar gibi kale hüviyetiyle turizm hizmetene açılabileceğini, üzerine ahşap kafeler konuşlandırılabileceğini, buradan balonların izlenebileceğini, güneşin doğuşu ve batışını izleyebileceğimiz ve bu tepenin bölgemizin en güzel manzarasına sahip olduğu halde neden kullanılmadığını sordum. Peribacalarının arasında bir doğa katliamına sebebiyet verdiği halde arkeoloji müzesinin neden Avanos-Nevşehir arasında dağ başında yapıldığını, stratejik turizm politikaları planlaması açısından Ürgüp turizminin benzer ilçelere göre bariz geri kalmışlığı düşünülerek, müze yeri olarak neden Ürgüp'ün seçilmediğini merak ettiğimi soru olarak yönelttim. Kuşaktan kuşağa sindirim ve deri rahatsızlıklarına iyi geldiğine inanılan, halkımız arasında afedersiniz "Boklu İçmece" olarak bilinen, Çökek Köyü'nden gelen teyze ve amcanın bakımını yaptığı dönemde altın çağını yaşayan, çevre illerden bile kamp kurularak rağbet gören, onlardan sonra kendi kaderine bırakılıp terkedilen ve bugün pislik içinde kalan doğal maden suyu kaynağını yeniden ele almalıyız. Bir planınız var mı? diye sordum. Topuz Dağı'nın alt eteğinde Karain afat evleri ile Evka Mahallemiz arasındaki tepe üzerinde Kapadokya'ya da adını verdiği iddia edilen Ana Tanrıça Hepatu'ya adandığı belli olan iki kadın göğsünü anlatan tümülüsün iki tepesinden birisi tepe noktasından tünel açılarak hazine avcıları tarafından soyulmuştur. Bunu soyan diğeri için de fırsat kolluyor olabilir. Aktepe, Hodul ve Avlağa Dağları'mız üzerinde bu tür soygunların izi çok. Bunları korumak için ne yapabiliriz?, polis ve Jandarma içerisinde bu türden konular için profesyonel bir birim var mı? diye sordum. 40 bin kişinin yaşadığı bir ilçenin turizm politikaları siyasete kurban edilmemelidir. Siyaset seçim döneminde kalmalıdır. Hizmet ön plana çıkarılmalıdır. Politika yapmak ise siyaseti arkasına alarak bir yol çizmektir. Yol yoksa yol yapmaktır. Politik olmak nedir o zaman? Görmen gerekirken görmemek, duymamak, susmak. Göz göre göre bağırarak, kızarak karşısındakini kurnazlıkla baskılamak, susturmaya çalışarak bildiğini okumaktır, yanlışını gizleme gayretidir. Amaç vatandaşa hizmetse politikalarımızı politik olarak değil açık yüreklilikle oluşturmamız gerekir. Sonraki buluşmamızda cevap verilen sorularımı yazacağım.