8 NUMARALI NEVŞEHİR ŞERİYE SİCİLİNDE NEVŞEHİR
8 NUMARALI NEVŞEHİR ŞERİYE SİCİLİNDE NEVŞEHİR
Yeni yılda herkese sağlık, mutluluk ve huzur dilerken ilimizin 1800 sonları 1900 başlarındaki durumunu sizlere gösterip, neredeeeen nereye geldiğimizi görelim istedim. İlerimi gittik yoksa o güne göre geri mi kaldık bir bakın isterseniz.
Yeni yılda herkese sağlık, mutluluk ve huzur dilerken ilimizin 1800 sonları 1900 başlarındaki durumunu sizlere gösterip, neredeeeen nereye geldiğimizi görelim istedim. İlerimi gittik yoksa o güne göre geri mi kaldık bir bakın isterseniz.
XIX. yüzyılın son çeyreğinde burada otuz bir cami ve mescit, üç dört kilise, 1256 dükkan, iki han mevcuttu. 1887-1888’de yayınlanan Konya vilayet salnamesinde Nevşehir Kazasında 8 medresenin 682 öğrencisinin olduğu kaydedilir.
1899’da Konya vilayeti Salnamesi’ne göre Nevşehir’de 65 sıbyan mektebi vardı. Bu okullarda 2519 erkek, 1918 kız öğrenci mevcuttu.
XX. yüzyılın başında devlet salnamelerine göre, Nevşehir kazasında 1 nahiye ve 34 köy bulunmaktadır. Bu köylerin tamamı merkez nahiye olan nefs-i Nevşehir’e bağlıydı. 1910 yılında ise nefs-i Nevşehir’e bağlı köy sayısı 34’ten 28’e düşmüştü. 1909-1911 arasında bölgede çalışmalar yapan R.M. Dawkins Nevşehir’de 10.000 Hıristiyan, 14.000 Türk’ün yaşadığını kaydetmekteydi.
1912’de basılan, Grek harfleriyle Türkçe kaleme alınan bir salnamede ise burada 21.526 kişinin yaşadığı, bunun 13.210’unun Türk, 7306’sının Ortodoks Rum, 878’inin Ermeni Protestan ve elli beşinin Ermeni Katolik olduğu belirtilir. 1913’te Nevşehir’e gelen Macar araştırmacı Bela Horvath Nevşehir’in yaklaşık 25 bin nüfusunun olduğunu, bunun da yarısının Türk, yarısının da Rum olduğunu kaydetmekteydi.
Bazı kaynaklar 1913’de Nevşehir’de nüfusun 21.500 kişiye düştüğünü kaydetmekte olup bu düşüşün sebebini de ticaret yollarının değişmesine, Eskişehir-Konya tren yolunun yapılmasına bağlamaktalar. Mezhepler bakımından bir ayrım yapmaz isek Nevşehir, Müslüman ve Hristiyanların beraber yaşadığı bir bölge olarak göze çarpmaktaydı.
Müslümanlar bugün kalenin bulunduğu dağın doğu, batı ve güneyindeki mahallelerde, Rumlar dağın güneyindeki mahallelerdeki dereden aşağı çay ve ona yakın bahçelere uzanan sahada, Ermenilerde dağın kuzeyindeki düzlüklere yerleşmişlerdi.126
Macar araştırmacı Bela Hovarth, Anadolu 1913 eserinde, bu günkü Göre yolundan Nevşehir’e ulaşır ve şehri şöyle: “Dağın yamacında kurulan kent, verandalı, balkonlu ve sütunlu evleriyle son derece hoş bir görüntü çiziyor.”
Bir kaynakta; “Eğer Rum ailede baba birkaç yıllığına İstanbul’a çalışmaya, dükkan açmaya, ticaret yapmaya gitmişse, ailesini yanında götürmüyor. Bu durumda komşular, tanıdık Türk erkekler geride kalan aileye yardım etmeyi görev kabul ediyorlar.”
demektedir ki, bu durum bize Nevşehir’de Müslüman ve Gayrimüslimler arasında güven ortamının var olduğunu gösterir. Araştırmacının, Hristiyanların kızların evlendirilmesiyle ilgili İslam geleneklerini uyguladıkları ve Rumların evlerine bakıldığında hayat seviyelerinin Türklerden daha iyi olduğunu vurgulaması ise diğer sosyal tespitleri olup bize Nevşehir’de Müslümanlar ve Gayrimüslimler arasındaki kültür paylaşımını ve şehrin mimari yapısını gösterir. 1903 Maarif Salnamesi Nevşehir yöresinde toplam 21 medresede 1216 öğrencinin ders gördüğünü kaydetmekteydi. 1919-1920 yıllarında Nevşehir ve köylerindeki iptidai mekteplerde 2385 öğrenci vardı.
Nevşehir, Gülşehir ve Ürgüp’te XX. yüzyılın başlarında Ortodoks Rum, Gregoryen ve Protestan Ermenilerin ilk ve orta düzeyde toplam 17 okulu olduğunu kaydedilmekteydi.
Nevşehir’in XX. yüzyılın başında ekonomisinin temelinin tarıma dayanmaktaydı. Bela Horvath, Derinkuyu Nevşehir arasında yolculuğunda sağlı sollu ekili üzüm bağları ve kabak tarlalarından bahsetmekteydi. Ona göre, çarşısında 1055 dükkan, dokuz han ve on iki fırın bulunmaktaydı.
Yukarıdaki bilgilerden hareketle, XX. yüzyılın başında Nevşehir bugünkü kalenin bulunduğu dağın etrafında Müslüman ve Gayrimüslimlerin yerleştiği mahalleleri bulunan, yaklaşık 22.000 kişinin yaşadığı, ekonomisinin temelinin tarıma dayandığı, dayanışma ve barışın hakim olduğu bir Anadolu kenti olduğunu görmekteyiz.