MADO

3 SORU 3 CEVAP

Gündem 10.11.2023 - 08:59, Güncelleme: 10.11.2023 - 16:20
 

3 SORU 3 CEVAP

Soru1:Terörist ve zâlim İsrail, son dönemde Filistin halkına yönelik insanlık dışı saldırılarını artırmış; hastaneleri dahi hedef alarak aralarında bebeklerin, çocukların ve kadınların da bulunduğu binlerce masum insanı hunharca katletmiş ve binlerce insanın da yaralanmasına sebep olmuştur. 21 yüzyılda açıkça soykırım yapılmakta, ancak medeni geçinen batı ülkeleri maalesef bu zulmü alkışlamaktadırlar. Peki, rahman ve rahim olan Allah bütün bu olanlara nasıl izin vermektedir?

Cevap1: Her şeyden önce şunu belirtmeliyim ki, biz Müslümanız, bizim bir takım inançlarımız vardır. İnanç esaslarımız asla değişmez. İlk inanç esasımız ise Allah’ın varlığı ve birliği hususudur. Allah’ın her şeye gücü yeter, onun ilmi sınırsızdır. Kâinatta her şey onun bilgisi dâhilinde olmaktadır. Yüce Allah’ın birçok isim ve sıfatları mevcuttur. Allah’ın isim ve sıfatları da asla değişmez. Onun yüce isimlerinden biri rahman diğeri de rahimdir. Allah Teâlâ dünyanın rahmanı, ahiretin ise rahimidir. Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır. Allah Teâlâ rahman sıfatıyla tecelli eyleyerek bütün yaratıklarına bu dünyada rahmet eyler. Ancak biz insanlar, Allah’ın bu dünyada yaptığı şeylerin hikmetini tam manasıyla anlayamıyoruz. Kötü olarak gördüğümüz şeylerin arkasındaki gizli hikmeti bilmediğimiz için olan olayları Allah’ın rahmetine ters gibi görüyoruz. “Allah bütün bu kötülüklere nasıl izin veriyor?” diye düşünüyoruz. Yüce Allah, Kur'ân-ı Kerîm’de وَعَسَى أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ وَعَسَى أَنْ تُحِبُّوا شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْ وَاللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ “Bazen sizin hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olabilir. Sizin sevdiğiniz bir şey de sizin için şer olabilir. Gerçeği Allah bilir, siz bilmezsiniz.”[1], فَعَسَى أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَيَجْعَلَ اللَّهُ فِيهِ خَيْرًا كَثِيرًا”Sizin hoşlanmadığınız bir şeyde Allah birçok hayır takdir etmiş olabilir.”[2]buyurmaktadır. Mesela Uhud savaşında Allah’ın en sevgili kulu ve Resulünün mübarek dişi kırılmış, Peygamberin en sevgili amcası Hz. Hamza şehit olmuştu. Neden Allah bunlara izin verdi? Bunların hikmetini ilk anda anlayamıyoruz. Ancak sonra bu dünyada meydana gelen her şeyde Allah Teâlâ’nın mutlaka çok önemli hikmetleri olduğu ortaya çıkmaktadır. Her insan,meydana gelen olaylar karşısında “Ben ne yapmalıyım, Allah Teâlâ benden ne istiyor?” diye kendisine sormalıdır. Bir Müslüman daima Allah’a dua ve istiğfarla yönelmelidir. Kesin olarak şunu bilmeliyiz ki, kâinatta ne oluyorsa hepsi Allah’ın bilgisi dâhilinde ve Allah’ın izniyle olmaktadır. Allah her şeye kadirdir. Allah Teâlâ bir şeyin olmasını istediği zaman “Ol der, hemen oluverir.”[3] Her şey bir anda değişiverir. Hendek savaşında bir ay süren muhasara sonucunda Müslümanlar muzdarip olmuş hatta peygamber ve müminler,“Allah’ın yardımı ne zaman?” demişlerdi.Bir ay sonra Allah Teâlâ rüzgâr ve fırtına çıkarıp kâfirlerin/müşriklerin kalbine korku salarak müminlere yardım etmişti. Savaş müminlerin zaferiyle sonuçlanmıştı. Yüce Allah, müminlere neden savaşın başında yardım etmedi de bir ay gibi bir süreden sonra yardım etti?Elbette bunda Yüce Allah’ın önemli hikmeti vardır. Allah Teâlâ bu dünyada kullarını çeşitli şeylerle imtihan etmektedir. Müminler,meydana gelen olaylar karşısında sabretmeli ve Allah’a tevekkül etmelidirler. Allah’ın kaza ve kaderine razı olmalıdırlar. Asla ümitsizliğe kapılmamalıdırlar. Allah Teâlâ Kur'ân’da müminlere yardım edeceğine dair söz vermiştir. Allah Teâlâ sözünden asla dönmez. O halde Allah’ın yardımı ne zaman gelir? Nitekim Yüce Allah, “(Ey müminler!) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah'ın yardımı ne zaman! dediler. Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır.”[4]buyurmaktadır. Bugün Allah’a dönme günüdür. Bütün Müslüman âlemi Allah’a dönmeli, Allah’ın ipine sımsıkı sarılmalıdır. Zira Yüce Allah müminlerden ne istiyor? وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا “Hep birlikte Allah'ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın.”[5] يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللَّهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ “Ey iman edenler! Eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı (düşmanlarınız karşısında) sabit tutar.”[6]buyuruyor. Acaba bu asırda yaşayan Müslümanlar olarak Allah’ın bizden istediklerini yerine getiriyor muyuz ki Allah da bizlere yardım eylesin. Müslüman bir fert olarak bugün şu beş şeyi acilen yapmamız gerekir: Çalışıp çaba ve gayretimizi ortaya koyup ilim ve teknikte güçlü olmaya çalışmalıyız. Allah ile olan ilişkimizi kontrol edip düzeltmeliyiz. İhlas ve samimiyetle istiğfar edip dua ve niyazla Allah’a yönelmeliyiz. Allah’ın emirlerine sımsıkı yapışmalıyız, yasaklarından da sakınmalıyız. Asla ümidimizi yitirmemeliyiz. Soru2: Hatim indirmekle, Fetih sûreleri okumakla, dualar etmekle Filistin kurtulur mu? Cevap2: Allah Teâlâ biz Müslümanlara örnek model olarak Hz. Muhammed (s.a.v.)’i göndermiştir. Onun hayatını, sünnetini incelediğimiz zaman açık bir şekilde şunu görüyoruz: Allah Resulü ve ilk Müslümanlar çeşitli zamanlarda kâfir, müşrik ve Yahudilerle savaşmışlardır. Bu savaşlarda sadece Kur'ân-ı Kerîm okumak ve dua etmekle yetinmemişlerdir. Önce düşmanlarına karşı her türlü maddî hazırlığı yapmışlar ve her türlü çaba ve gayreti sarf ettikten sonra dua ve niyazla Allah’a yönelmişlerdir. Nitekim Yüce Allah, “Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir, siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.”[7]buyurmaktadır. Bu âyette Yüce Allah, düşmanlara karşı kuvvet hazırlamayı emretmektedir. Bu kuvvetten kasıt, düşmana üstünlük sağlayacak her türlü uçak, tank, tüfek, bomba, füze, iha ve siha gibi her türlü savaş araçlarıdır. Soru3:İnancın bir cüz’ü olarak bildiğimiz “hayır ve şer Allah’tandır.” ne demektir açıklar mısınız? Cevap3: İslâm dininde hayrı da şerri de Allah’ın yarattığına inanmak, imanın şartlarından bir şarttır. Yaratma cihetiyle hayır ve şer Allah’tandır. Yani hayrı da şerri de Allah yaratır. Allah Teâlâ, kullarına cüz’î bir irade ihsan eylemiştir. Kul kendisine verilen cüz’î iradesini kullanarak hayrı veya şerri yapmayı ister, Allah da onun isteği doğrultusunda yaratır. Allah Teâlâ hayra razı olur, şerre ise razı olmaz, istemez. Kul kendi özgür iradesini kullanarak hayrı ve şerri isteyip yapmaktadır. Yaptıklarından dolayı da sorumludur. Hayrı tercih eder yaparsa mükâfatlandırılır. Şerri tercih eder yaparsa cezalandırılır. Dinî konularda cevabını aradığınız soruları msoysaldi@gmail.com e-postaya gönderebilirsiniz.                                                                            Prof. Dr. Mehmet Soysaldı NEVÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi     [1]     el-Bakara 2/216. [2]     en-Nisâ 4/19. [3]     el-Bakara 2/117; Âl-i İmrân 3/47; en-Nahl 16/40; Meryem 19/35; Yasin 36/82; Gafir 40/68. [4]     el-Bakara 2/214. [5]     Âl-i İmrân 3/103. [6]     Muhammed 47/7. [7]     el-Enfâl 8/60.
Soru1:Terörist ve zâlim İsrail, son dönemde Filistin halkına yönelik insanlık dışı saldırılarını artırmış; hastaneleri dahi hedef alarak aralarında bebeklerin, çocukların ve kadınların da bulunduğu binlerce masum insanı hunharca katletmiş ve binlerce insanın da yaralanmasına sebep olmuştur. 21 yüzyılda açıkça soykırım yapılmakta, ancak medeni geçinen batı ülkeleri maalesef bu zulmü alkışlamaktadırlar. Peki, rahman ve rahim olan Allah bütün bu olanlara nasıl izin vermektedir?

Cevap1: Her şeyden önce şunu belirtmeliyim ki, biz Müslümanız, bizim bir takım inançlarımız vardır. İnanç esaslarımız asla değişmez. İlk inanç esasımız ise Allah’ın varlığı ve birliği hususudur. Allah’ın her şeye gücü yeter, onun ilmi sınırsızdır. Kâinatta her şey onun bilgisi dâhilinde olmaktadır. Yüce Allah’ın birçok isim ve sıfatları mevcuttur. Allah’ın isim ve sıfatları da asla değişmez. Onun yüce isimlerinden biri rahman diğeri de rahimdir. Allah Teâlâ dünyanın rahmanı, ahiretin ise rahimidir. Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır. Allah Teâlâ rahman sıfatıyla tecelli eyleyerek bütün yaratıklarına bu dünyada rahmet eyler. Ancak biz insanlar, Allah’ın bu dünyada yaptığı şeylerin hikmetini tam manasıyla anlayamıyoruz. Kötü olarak gördüğümüz şeylerin arkasındaki gizli hikmeti bilmediğimiz için olan olayları Allah’ın rahmetine ters gibi görüyoruz. “Allah bütün bu kötülüklere nasıl izin veriyor?” diye düşünüyoruz. Yüce Allah, Kur'ân-ı Kerîm’de وَعَسَى أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ وَعَسَى أَنْ تُحِبُّوا شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْ وَاللَّهُ يَعْلَمُ وَأَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَBazen sizin hoşlanmadığınız bir şey sizin için hayırlı olabilir. Sizin sevdiğiniz bir şey de sizin için şer olabilir. Gerçeği Allah bilir, siz bilmezsiniz.[1], فَعَسَى أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَيَجْعَلَ اللَّهُ فِيهِ خَيْرًا كَثِيرًاSizin hoşlanmadığınız bir şeyde Allah birçok hayır takdir etmiş olabilir.[2]buyurmaktadır.

Mesela Uhud savaşında Allah’ın en sevgili kulu ve Resulünün mübarek dişi kırılmış, Peygamberin en sevgili amcası Hz. Hamza şehit olmuştu. Neden Allah bunlara izin verdi? Bunların hikmetini ilk anda anlayamıyoruz. Ancak sonra bu dünyada meydana gelen her şeyde Allah Teâlâ’nın mutlaka çok önemli hikmetleri olduğu ortaya çıkmaktadır.

Her insan,meydana gelen olaylar karşısında “Ben ne yapmalıyım, Allah Teâlâ benden ne istiyor?” diye kendisine sormalıdır. Bir Müslüman daima Allah’a dua ve istiğfarla yönelmelidir. Kesin olarak şunu bilmeliyiz ki, kâinatta ne oluyorsa hepsi Allah’ın bilgisi dâhilinde ve Allah’ın izniyle olmaktadır. Allah her şeye kadirdir. Allah Teâlâ bir şeyin olmasını istediği zaman “Ol der, hemen oluverir.”[3] Her şey bir anda değişiverir.

Hendek savaşında bir ay süren muhasara sonucunda Müslümanlar muzdarip olmuş hatta peygamber ve müminler,“Allah’ın yardımı ne zaman?” demişlerdi.Bir ay sonra Allah Teâlâ rüzgâr ve fırtına çıkarıp kâfirlerin/müşriklerin kalbine korku salarak müminlere yardım etmişti. Savaş müminlerin zaferiyle sonuçlanmıştı. Yüce Allah, müminlere neden savaşın başında yardım etmedi de bir ay gibi bir süreden sonra yardım etti?Elbette bunda Yüce Allah’ın önemli hikmeti vardır.

Allah Teâlâ bu dünyada kullarını çeşitli şeylerle imtihan etmektedir. Müminler,meydana gelen olaylar karşısında sabretmeli ve Allah’a tevekkül etmelidirler. Allah’ın kaza ve kaderine razı olmalıdırlar. Asla ümitsizliğe kapılmamalıdırlar. Allah Teâlâ Kur'ân’da müminlere yardım edeceğine dair söz vermiştir. Allah Teâlâ sözünden asla dönmez. O halde Allah’ın yardımı ne zaman gelir? Nitekim Yüce Allah, “(Ey müminler!) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: Allah'ın yardımı ne zaman! dediler. Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır.[4]buyurmaktadır.

Bugün Allah’a dönme günüdür. Bütün Müslüman âlemi Allah’a dönmeli, Allah’ın ipine sımsıkı sarılmalıdır. Zira Yüce Allah müminlerden ne istiyor?

وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلَا تَفَرَّقُوا Hep birlikte Allah'ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın.[5]

يَاأَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللَّهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْEy iman edenler! Eğer siz Allah'a (Allah'ın dinine) yardım ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı (düşmanlarınız karşısında) sabit tutar.”[6]buyuruyor.

Acaba bu asırda yaşayan Müslümanlar olarak Allah’ın bizden istediklerini yerine getiriyor muyuz ki Allah da bizlere yardım eylesin.

Müslüman bir fert olarak bugün şu beş şeyi acilen yapmamız gerekir:

  1. Çalışıp çaba ve gayretimizi ortaya koyup ilim ve teknikte güçlü olmaya çalışmalıyız.
  2. Allah ile olan ilişkimizi kontrol edip düzeltmeliyiz.
  3. İhlas ve samimiyetle istiğfar edip dua ve niyazla Allah’a yönelmeliyiz.
  4. Allah’ın emirlerine sımsıkı yapışmalıyız, yasaklarından da sakınmalıyız.
  5. Asla ümidimizi yitirmemeliyiz.

Soru2: Hatim indirmekle, Fetih sûreleri okumakla, dualar etmekle Filistin kurtulur mu?

Cevap2: Allah Teâlâ biz Müslümanlara örnek model olarak Hz. Muhammed (s.a.v.)’i göndermiştir. Onun hayatını, sünnetini incelediğimiz zaman açık bir şekilde şunu görüyoruz: Allah Resulü ve ilk Müslümanlar çeşitli zamanlarda kâfir, müşrik ve Yahudilerle savaşmışlardır. Bu savaşlarda sadece Kur'ân-ı Kerîm okumak ve dua etmekle yetinmemişlerdir. Önce düşmanlarına karşı her türlü maddî hazırlığı yapmışlar ve her türlü çaba ve gayreti sarf ettikten sonra dua ve niyazla Allah’a yönelmişlerdir. Nitekim Yüce Allah, “Onlara (düşmanlara) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihad için bağlanıp beslenen atlar hazırlayın, onunla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız size eksiksiz ödenir, siz asla haksızlığa uğratılmazsınız.”[7]buyurmaktadır.

Bu âyette Yüce Allah, düşmanlara karşı kuvvet hazırlamayı emretmektedir. Bu kuvvetten kasıt, düşmana üstünlük sağlayacak her türlü uçak, tank, tüfek, bomba, füze, iha ve siha gibi her türlü savaş araçlarıdır.

Soru3:İnancın bir cüz’ü olarak bildiğimiz “hayır ve şer Allah’tandır.” ne demektir açıklar mısınız?

Cevap3: İslâm dininde hayrı da şerri de Allah’ın yarattığına inanmak, imanın şartlarından bir şarttır. Yaratma cihetiyle hayır ve şer Allah’tandır. Yani hayrı da şerri de Allah yaratır. Allah Teâlâ, kullarına cüz’î bir irade ihsan eylemiştir. Kul kendisine verilen cüz’î iradesini kullanarak hayrı veya şerri yapmayı ister, Allah da onun isteği doğrultusunda yaratır. Allah Teâlâ hayra razı olur, şerre ise razı olmaz, istemez. Kul kendi özgür iradesini kullanarak hayrı ve şerri isteyip yapmaktadır. Yaptıklarından dolayı da sorumludur. Hayrı tercih eder yaparsa mükâfatlandırılır. Şerri tercih eder yaparsa cezalandırılır.

Dinî konularda cevabını aradığınız soruları msoysaldi@gmail.com e-postaya gönderebilirsiniz.

 

 

                                                                       Prof. Dr. Mehmet Soysaldı

NEVÜ İlahiyat Fakültesi

Öğretim Üyesi

 

 

[1]     el-Bakara 2/216.

[2]     en-Nisâ 4/19.

[3]     el-Bakara 2/117; Âl-i İmrân 3/47; en-Nahl 16/40; Meryem 19/35; Yasin 36/82; Gafir 40/68.

[4]     el-Bakara 2/214.

[5]     Âl-i İmrân 3/103.

[6]     Muhammed 47/7.

[7]     el-Enfâl 8/60.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.