3 SORU 3 CEVAP

Cevap1: Ye’cûc ve Me’cûc kıyamet kopmadan önce ahir zamanda çıkıp yeryüzünde bozgunculuk yapacak,her tarafı yakıp yıkacak olan iki topluluktur. Kıyametin büyük alametlerinden sayılmaktadırlar. Ye’cûc ve Me’cûc’ün çıkacağına dair gerek Kur'ân-ı Kerîm’de gerekse hadis-i şeriflerde çeşitli açıklamalar mevcuttur. Kur'ân-ı Kerîm’deki âyetler şunlardır: “Onlar dediler ki: Ey Zülkarneyn! Bu memlekette Ye'cûc ve Me'cûc bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir vergi verelim mi?”[1], Bu âyette açıkça görüldüğü üzere,Ye'cûc ve Me'cûc’unyeryüzünde fesat çıkaran ve bozgunculuk yapan iki grup olduğu anlaşılmaktadır. Onlara engel olmak için Zülkarneyn’den bir sed yapması talep edilmektedir. Nitekim Zülkarneyn de bir sed yaparak onlara engel olmuştur. “Nihayet Ye'cûc ve Me'cûc(ün seddi) açılıp da her tepeden saldıracakları ve gerçek vaad olan (kıyamet) yaklaştığı zaman o küfr (ve inkâr) edenlerin gözleri hemen belirip kalacak.“Yazıklar olsun bize, biz bu (kıyamet) anından tam bir gaflet içerisindeymişiz ve (üstelik bir de) bizler, (hakikaten)zâlimlerdenmişiz.” derler.”[2] Bu âyetlerde ifade edildiğine göre belirli bir süre sonra Zülkarneyn’in yaptığı sed açılacak ve Ye’cûc ve Me’cûc oradan insanlara saldıracaklardır. Kâfirler de yaklaşmış olan kıyametten gaflet içinde olduklarını itiraf ederek pişman olacaklardır. Hadis kitaplarında “eşrâtü’s-saa”, “Fiten ve Melâhim”, “Enbiyâ” ve “Kıyamet” bablarındaYe’cûc ve Me’cûc hakkında çeşitli rivayetler nakledilmiştir. Bu rivayetlerde daha ayrıntılı bilgiler verilmektedir.[3] Bu konuda müstakil kitaplar da yazılmıştır. Ayrıntılı bilgi için İslâm Ansiklopedisinde İlyas Çelebi’nin kaleme almış olduğu Ye’cûc ve Me’cûc maddesine bakılabilir.[4] Soru2: Namazı Allah için kılıyorsak, sünneti ne için kılıyoruz? Cevap2: Namaz, İslâm Dininde önemli bir ibadettir. Farz namazalar olsun, sünnet namazlar olsun, nafile namazlar olsun hepsini Allah rızası için kılmaktayız. Allah’tan başkası için namaz kılınmaz ve bu şirktir. Şirk ise İslâm dininde en büyük günahtır. Yüce Allah, Kur'ân-ı Kerîm’de tam 50 farklı âyette Allah ve Resulü’ne itaat etmeyi emretmektedir. Dolayısıyla Allah’a itaat etmek farz olduğu gibi Peygamber’e itaat da farzdır. Hz. Peygamber, Allah Teâlâ’nın günde beş vakit namaz kılmayı farz kıldığını açıklamış ve kendisi bu emre harfiyen uyduğu gibi biz ümmetine de “Benim (nasıl namaz kıldığımı) gördüğünüz gibi, siz de öylece namaz kılınız.”[5]buyurmuştur. Hz. Peygamber, Allah’ın emri olan günde beş vakit namazı kıldığı gibi onun yanında kendisi Allah rızası için farzlara ilave olarak namaz kılmıştır. İşte o namazlara sünnet namazlar denilmektedir. Farz olan namazlar mutlaka kılınmalıdır. Kılınmazsa Allah Teâlâ hesap gününde kulunu bu konuda mutlaka hesaba çekecek ve namaz kılmadığı için cezalandıracaktır. Sünnet namazlar ise kılan Müslümanlar, Peygamberi örnek alıp ona ittiba ettiği için sevabını alacaklar, kılmayanlara ise herhangi bir günah ve ceza yoktur. Soru3: İnsanlar Cehennemden çıkıp cenneti görecekler mi? Cehennem ebedimidir? Cevap3: Kur'ân-ı Kerîm’de cennet ve cehennemin ebedi olduğuna dair خَالِدِينَ فِيهَا“Onlar oradaebediolarakkalacaklardır.” şeklindetoplam 41 âyet-i kerime vardır.Bunlardan 14 âyette cehennemin ebedi olduğu[6], 27 âyette de cennetin ebedi olduğu ifade edilmektedir.[7] Cehennemde ebedi kalacak olan insanlar; kâfirler, müşrikler ve münafıklardır. Onlar ebediyen cehennemden çıkamayacaklardır. Günahkâr Müslümanlar ise günahlarının cezasını çektikten sonra cennete girebileceklerdir. Zira bir hadis-i şerifte şöyle buyurulmaktadır: “Cennetlikler cennete, cehennemlikler de cehenneme girdikten (ve ancak Cenab-ı Hakk’ın bildiği bir müddet geçtikten) sonra Allah: ‘Bir hardal tanesi kadar imanı olanları cehennemden çıkarın.’ buyuracak ve çıkarılacaklardır…”[8] Zerre miktarı imanı bulunan bir Müslümanın cehennemde cezasını çektikten sonra cennete gireceği hususunda İslâm âlimleri ittifak etmişlerdir. Elbette en doğrusunu Allah bilir. Dinî konularda cevabını aradığınız soruları msoysaldi@gmail.com e-postaya gönderebilirsiniz.                                                                            Prof. Dr. Mehmet Soysaldı NEVÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi     [1]     el-Kehf 18/94. [2]     el-Enbiya 21/96-97. [3]     Buhârî, “Enbiyâʾ”, 7; “Menâḳıb”, 25; “Fiten”, 4; Müslim, “Fiten”, 1. [4]     İlyas Çelebi, “Ye’cûc ve Me’cûc” Md.,TDV İslâm Ansiklopedisi, (İstanbul: 2013), 43/373-375. [5]     Buhârî, “Ezân”, 18; Dârimî, “Ṣalât”, 42. [6]     Bk., el-Bakara 2/162; Âl-i İmrân 3/88; en-Nisâ 4/169; el-En’âm 6/128; et-Tevbe 9/68, 107; en-Nahl 16/29; el-Ahzab 33/65; ez-Zümer 39/72; el-Mümin 40/76; el-Haşr 59/17; et-Tegabün 64/10; el-Cin 72/23; el-Beyyine 98/6. [7]     Bk.,Âl-i İmrân 3/15; Âl-i İmrân 3/136, 198; en-Nisâ 4/13, 57, 122; el-Mâide 5/85, 119; et-Tevbe 9/22, 72, 89, 100, 108; İbrahim 14/23; el-Kehf 18/108; Tâhâ 20/76; el-Furkan 25/76; el-Ankebût 29/58; Lokman 31/9; ez-Zümer 39/73; el-Ahkâf 46/14; el-Feth 48/5; el-Hadid 57/12; el-Mücadele 58/22; et-Tegabün 64/9; et-Talak 65/11; el-Beyyine 98/8. [8]     Buhârî, “İman”, 15; Müslim, “İman”, 147-149.