MADO

YOZLAŞMA

Nevşehir 15.09.2023 - 20:27, Güncelleme: 17.09.2023 - 14:03
 

YOZLAŞMA

Devletlerin, milletlerin en büyük sorunudur yozlaşma.

 Asla hafife alınmayacak bir olgudur. Önceleri farkına varılmayan ya da umursanmayan basit kıpırdanışların zamanla nelere mal olduğu tarihi vakalardır. Ve örneklerle doludur.    Belki basitçe “yozlaşmış” der geçeriz de özünde kaybettiklerine bakarsanız iyi özelliklerini yitirmek, soysuzlaşmak, bozulmak, dejenere olmak demektir.     Zaten iyi özelliklerini kaybeden ve dejenere olan şeyleri eski haline getirmek de asla mümkün değildir.    Yozlaşmanın en belirgin özelliği ekonomide görülür. Ülkenin kamusal kurumları çarpıtılan ya da bozulan ekonomik pariteler karşısında zayıflar ve sosyal gelişmeleri olumsuz yönde etkiler ki bu da kısır döngülere yol açar. Böylece aslolan meseleler hiçbir zaman çözüme kavuşmaz bataklık çamuru gibi debelendikçe dibe çeker insanı.    Ekonomide yozlaşma varsa bunun etkilemediği hiçbir kurum ya da sosyal alan yoktur. Rüşvet de buradan çıkar, hırsızlık da adam kayırma da. Yaşları benim yaşıma denk olanlar –belki çokça abartı da olsa- bir zamanlar devlet dairelerinde, trafik çevirmelerinde, hatta adalette nasıl yozlaşmaların olduğunu çok iyi hatırlayacaklardır.   Bence yozlaşmanın bu anlamda en tehlikelisi ekonomi yanında politik alanda olanıdır. Politikaya bulaşanların bir şekilde yerini korumak amacıyla çıkar amaçlı guruplarla yaptığı işbirliği sonucunda meydana gelen felaketleri zaten hepiniz çok ama çok iyi biliyorsunuz.     Olumsuz durumlar için tarih tekerrürden ibaret diyenlere, hiç ibret alınsaydı tekerrür eder miydi deriz. Öyle ya defalarca örnekleri görülmesine rağmen politikacıların gayri kanuni yollarla ülkeyi perde yapıp sırf kendi koltuğu adına her türlü ilişki içerisine girmelerinin temelinde bu menfaat yozlaşması yatar.    Yozlaşmışların dilinde devlet, millet ve kutsallarımız vardır.      Hiç acımadan, hiç çekinmeden, hiç utanmadan her türlü kutsalımızla adeta alay eder ve bunu öyle bir yapar ki o topluluğa kendini alkışlatır bile.    Bilen herkes adı politika değil mi özünde var sahtecilik der. Peki ne demek politika? Aslında yol yöntem demek ama diğer bir yandan da amiyane çokça yalan demek. Hadi politikanın yanlış da olsa bir kurtarırını buluruzda… Ya dindeki yozlaşma.       Hafazanallah!     Şu sosyal medya çıktı çıkalı bu din adına soytarılık yapanları daha iyi tanır olduk. Aslında bunlarla uğraşması gereken gerçek din adamları ve diyanettir ama onlardan da tık yok ne yazık ki.    Tüm dünyada bir dert olan yozlaşma hemen her kurumda vardır ve kurtulmak da zordur ama dinde meydana getirdiği tahribatın vebali de açtığı yara da büyüktür.    İnanın izlerken tüylerim diken diken oluyor. Söylediklerine bakıyorum, tertemiz dinimizin içeriğine bakıyorum bunların yatacak yeri yok diyorum.   Benim asıl hayret ettiğim şeyse bunlar ağızlarından köpük saçarak söylediği yalanlara karşılarındaki insanlardan tek kelime itirazın gelmemesidir.       Hemen her yazımda gerçek temiz dürüst Allah adına Kur’an yolundan giden din adamlarımıza sadece saygı duyarız. Onlara tek kelime etmek kimsenin haddi değildir ama bari onlardan birileri bu şarlatanlara dur dese ya.       Kelli feli cübbeli sarıklı adam çıkıyor fakirin zenginden beş yüz yıl önce cennete gireceğini söylüyor millet de karşısında kendinden geçip ah vah ediyor. Kelli felli cübbeli sarıklı adam çıkıyor “zamları Allah yaptıryoritirazı olan varsa çıksın karşıma” diyor hem de elini kürsüye şaklata şaklata vurarak ve meydan okuyarak. Bir tek din adamımız çıkıp da “sus be” demiyor.     Kılıkta kıyafette, saçta sakalda, giyimde kuşamda, yemede içmede, almada satmada, oturup kalkmada, hasılıher alanda yozlaştık gidiyoruz Allah rızası için bari dinde buna meydan vermeyin saf ve temiz din adamlarımız. Lütfen bu istismarcılara bir dur deyin adları belli sanları belli.
Devletlerin, milletlerin en büyük sorunudur yozlaşma.

 Asla hafife alınmayacak bir olgudur. Önceleri farkına varılmayan ya da umursanmayan basit kıpırdanışların zamanla nelere mal olduğu tarihi vakalardır. Ve örneklerle doludur. 

  Belki basitçe yozlaşmış” der geçeriz de özünde kaybettiklerine bakarsanız iyi özelliklerini yitirmek, soysuzlaşmak, bozulmak, dejenere olmak demektir. 

   Zaten iyi özelliklerini kaybeden ve dejenere olan şeyleri eski haline getirmek de asla mümkün değildir.  

 Yozlaşmanın en belirgin özelliği ekonomide görülür. Ülkenin kamusal kurumları çarpıtılan ya da bozulan ekonomik pariteler karşısında zayıflar ve sosyal gelişmeleri olumsuz yönde etkiler ki bu da kısır döngülere yol açar. Böylece aslolan meseleler hiçbir zaman çözüme kavuşmaz bataklık çamuru gibi debelendikçe dibe çeker insanı. 

  Ekonomide yozlaşma varsa bunun etkilemediği hiçbir kurum ya da sosyal alan yoktur. Rüşvet de buradan çıkar, hırsızlık da adam kayırma da. Yaşları benim yaşıma denk olanlar –belki çokça abartı da olsa- bir zamanlar devlet dairelerinde, trafik çevirmelerinde, hatta adalette nasıl yozlaşmaların olduğunu çok iyi hatırlayacaklardır. 

 Bence yozlaşmanın bu anlamda en tehlikelisi ekonomi yanında politik alanda olanıdır. Politikaya bulaşanların bir şekilde yerini korumak amacıyla çıkar amaçlı guruplarla yaptığı işbirliği sonucunda meydana gelen felaketleri zaten hepiniz çok ama çok iyi biliyorsunuz. 

   Olumsuz durumlar için tarih tekerrürden ibaret diyenlere, hiç ibret alınsaydı tekerrür eder miydi deriz. Öyle ya defalarca örnekleri görülmesine rağmen politikacıların gayri kanuni yollarla ülkeyi perde yapıp sırf kendi koltuğu adına her türlü ilişki içerisine girmelerinin temelinde bu menfaat yozlaşması yatar. 

  Yozlaşmışların dilinde devlet, millet ve kutsallarımız vardır.   

  Hiç acımadan, hiç çekinmeden, hiç utanmadan her türlü kutsalımızla adeta alay eder ve bunu öyle bir yapar ki o topluluğa kendini alkışlatır bile. 

  Bilen herkes adı politika değil mi özünde var sahtecilik der. Peki ne demek politika? Aslında yol yöntem demek ama diğer bir yandan da amiyane çokça yalan demek. Hadi politikanın yanlış da olsa bir kurtarırını buluruzda… Ya dindeki yozlaşma. 

     Hafazanallah!

    Şu sosyal medya çıktı çıkalı bu din adına soytarılık yapanları daha iyi tanır olduk. Aslında bunlarla uğraşması gereken gerçek din adamları ve diyanettir ama onlardan da tık yok ne yazık ki.

   Tüm dünyada bir dert olan yozlaşma hemen her kurumda vardır ve kurtulmak da zordur ama dinde meydana getirdiği tahribatın vebali de açtığı yara da büyüktür.

   İnanın izlerken tüylerim diken diken oluyor. Söylediklerine bakıyorum, tertemiz dinimizin içeriğine bakıyorum bunların yatacak yeri yok diyorum.

  Benim asıl hayret ettiğim şeyse bunlar ağızlarından köpük saçarak söylediği yalanlara karşılarındaki insanlardan tek kelime itirazın gelmemesidir. 

     Hemen her yazımda gerçek temiz dürüst Allah adına Kuran yolundan giden din adamlarımıza sadece saygı duyarız. Onlara tek kelime etmek kimsenin haddi değildir ama bari onlardan birileri bu şarlatanlara dur dese ya.  

    Kelli feli cübbeli sarıklı adam çıkıyor fakirin zenginden beş yüz yıl önce cennete gireceğini söylüyor millet de karşısında kendinden geçip ah vah ediyor. Kelli felli cübbeli sarıklı adam çıkıyor “zamları Allah yaptıryoritirazı olan varsa çıksın karşıma diyor hem de elini kürsüye şaklata şaklata vurarak ve meydan okuyarak. Bir tek din adamımız çıkıp da “sus be” demiyor. 

   Kılıkta kıyafette, saçta sakalda, giyimde kuşamda, yemede içmede, almada satmada, oturup kalkmada, hasılıher alanda yozlaştık gidiyoruz Allah rızası için bari dinde buna meydan vermeyin saf ve temiz din adamlarımız. Lütfen bu istismarcılara bir dur deyin adları belli sanları belli.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.